Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Law | ||
Hukuk | verilmiş karar | passed judgment i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | karar verilmiş | decided s. | ||
His fate is already decided. Onun kaderine zaten karar verildi. More Sentences |
||||
Genel | önceden verilmiş karar | predetermination i. | ||
Genel | ittifakla karar verilmiş | concerted s. | ||
Genel | karar verilmiş | enacted s. | ||
Genel | karar verilmiş | adjudicated s. | ||
Genel | karar verilmiş | resolved s. | ||
Genel | kesin olarak karar verilmiş | determinate s. | ||
Genel | tarafından karar verilmiş | before ed. | ||
Idioms | ||||
Deyim | karar verilmiş olmak | be all over bar the shouting [uk/australia] f. | ||
Deyim | kesin karar verilmiş olmak | be carved in stone f. | ||
Deyim | kesin karar verilmiş olmak | be set in stone f. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | dağıtılmasına karar verilmiş henüz ödenmemiş temettü | deferred dividend outstanding i. | ||
Environment | ||||
Çevre | koruma altına alınmasına karar verilmiş biyosfer sahası | declared biosphere reserve i. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | alelacele verilmiş karar | predetermination i. |